Ahmet Taşgetiren ‘İslami örgütler Erdoğan için seferber oldu’
Kararın yazarı Ahmet Taşgetiren, seçim öncesi cemaatlerin, mezheplerin, İslam cemaatine bağlı STK’ların ve yurtdışındaki İslami kuruluşların Erdoğan için seferber edildiğini belirtti. Gönderilen mesajlardan birini paylaşan Taşgetiren, haksızlığa; ekonomik sorunlara değindi ve “Sizden iyiliği emreden, iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran öncü bir toplum olsun!” Görevini sadece muhalefete karşı mı yapsın?” diye yazdı.
Taşgetiren’in “Seferberlik Gerçekleştirildi” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Bismillahirrahmanirrahim” diye başlayan bir mesaj. Altında ‘Şeyda……’ diye bir imza var. Mesaja ‘sesli’ olarak Kürtçe de eklendi. ‘Yayınlanmasını emrediyor’ notu da düştü. Yani ‘yayınlanacak’ bir mesaj. Tarih 13 Mayıs. Seçimden hemen önce…
Mesaj şu:
‘ Hamd Allah’a mahsustur; Rasûlüne, âline ve ashâbına ve onun yolundan gidenlere salât ve selâm olsun. 14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılacak seçim dünya tarihinin en değerli seçimlerinden biridir. Çünkü bu seçimde Türkiye içindeki ve dışındaki tüm şer güçler muhalefetin arkasındadır. Müslümanların bu şer güçlere ve destekledikleri muhalefete karşı durmaları dini bir görevdir. Bunu yapmazsak ileride pişman oluruz. Dinimiz, devletimiz, toplumumuz ve tüm Müslümanlar büyük bir zarara uğrayacaktır.
Bugün dünyadaki bütün Müslümanlar umutlarını bu hükümete bağlamıştır. Bu hükümetin yaptığı her şeyin uygun olduğunu söylemiyoruz. Ama hataları diğerlerinden çok daha az. Diğerleri iktidara gelirse yaptıklarının elli kat fazlasını yapacaklar ve elli kez kaybedecekler.
Onun için; Ahlaki, insani ve hukuki/şer’i bir kural şudur: Bir Müslüman, iki kayıplı durum arasında bir seçim yapmak zorunda kaldığında, en az kayıp verene katlanmalıdır.
Bu seçim Müslümanlar için bir mali sorundur. Müslümanların çıkarlarının sorunudur. Bugün küfür ve kötülüğün tüm güçleriyle karşı karşıyayız. Mevcut kazanımları korumak ve daha büyük kayıplara uğramamak için bizim de bunlara karşı tavır almamız gerekiyor.”
Mesajda farklı cümlelerin altı çizilebilir, ‘iç ve dış güçler ve muhalefet’ aynı seviyeye getirilerek, ‘bu iktidar döneminde her şey iyi değildi’, ‘ama hataları diğerlerine göre çok daha azdı’ yorumu yapıldı. ’, ‘ikiden fazla zararlı’. En az zararlı olanı seçmek dinî bir görevdir’ sözü ve doğal bir ‘Bu seçim Müslümanların varoluş meselesidir’…
Seçim arifesinde bu tür onlarca açıklama yayınlandı. Cemaatler, mezhepler, İslam cemaatinin STK’ları, yurtdışındaki İslami kuruluşlar…. Hepsinde kısa sürede ‘kaybetme kaygısı’ hakim oldu ve ‘Tayyip Erdoğan’ı savunmak’ için ‘seferber oldular’.
(…)
Neyse seçimler yapıldı ve görünen o ki ‘Seferberlik’ gerçekleşti. Tayyip Erdoğan birinci tipte kazanamasa da ikinci tipte avantaj sağlıyor. Hem oy oranı önde, hem de Cumhur İttifakı Meclis’te çoğunluğu elde etti. İkinci varyantın da güçlü bir kazanma şansı vardır.
Bu da demek oluyor ki toplum ona Türkiye’yi bir ‘5 yıl’ daha yönetme sorumluluğunu vermek üzere.
Bir yöneticiye sorumluluk veren ve ondan büyük hizmetler bekleyen kişilerin de ‘Teftiş – Denetleme’ sorumluluğu olduğunu hep düşünmüşümdür. Hani ‘Dicle’de kurt koyunu pençelese, Allah Ömer’den ister’ diye… Hep ‘Ömer’i uyaran halk duruşu’na işaret ettim. Ömer’in üzerindeki elbisenin hesabını soran sahabilerin üzerine oradaki mescit cemaati mi yürüdü? ‘Kardeşim, iç ve dış düşmanlar etrafımızı kuşatmışken ve Halife Efendimizin bu kadar sevabı varken bunun hesabını sormanın zamanı gelmedi mi?’ Böyle bir bilgi var mı?
‘Adaletsizlik’ diye bir gündemimiz mi var sevgili dostlar? Sofralarımızda fakirin – fakirin durumu ön plana çıkıyor mu? Yolsuzluk tezleriyle ilgili bir kaygımız oldu mu? Vakfımızın – derneğimizin menfaatine ise, devletle elde ettiği haram menfaatler ile hayır işleri yapmak, görülmeli mi, görülmemeli mi?” (HABER MERKEZİ)