Veli Ağbaba: “Montaj videolarla rakiplerini karalıyorlar. Bu ahlaksızlıktır, şerefsizliktir”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Dünya siyaset görmedi ama Türk siyaseti ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyor. Montajlı videolarla rakiplerini küçük düşürüyorlar. Açık söylüyorum bu ahlaksızlıktır, onursuzluktur. Ahlaksızlıktır. Türkiye’deki rakibini alt etmek için iftira ve montajla kampanya yürütmek şerefsizliktir, şerefsizliktir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin ekonomiden sonra en önemli gündeminin mülteci meselesi olduğuna işaret eden Ağbaba, “Burada görüyoruz ki parayla vatandaşlık adeta satılıyor. Parayla bir ülkenin onuru, kimliği satılıyor.”
“SİNAN OĞAN KENDİ İTTİFAKINI BIRAKTI”
ATA İttifakı Cumhurbaşkanlığı adayı Sinan Oğan’ın 2. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanlığı İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı ile Zafer Partisi’nin Millet İttifakı’nı destekleme kararını değerlendiren Ağbaba, “Tabii ki bu Sinan Ogan’ın kendisinin aldığı bir karardır. Yapabilirim. Bir şey diyemem ama Sinan Ogan ittifakından ayrıldı.O ayrı bir durum, o da adayı olduğu CET İttifakı’ndan ayrıldı ve gitti.ATA İttifakı şimdi de Millet İttifakı’nın Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verme kararı aldı. .Bu önemli bir karar.İnşallah 28 Mayıs” Türkiye için de olumlu olur” dedi.
“TÜRKÇE KONUŞMAYANLAR OY VERİR”
Ağbaba, Türkiye’nin ekonomiden sonra en büyük sorununun mülteci sorunu olduğunu söyledi.
“Türkçe bilmeyenler oy kullanıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde vatandaşlık verilmezken, vatandaşlık aldığı dili bilmeyene vatandaşlık verilmiyor. Almanya’ya bakın, Türk vatandaşı olmayan Türk vatandaşı.” Almanca konuşunca vatandaşlık verilmiyor, burada vatandaşlığın parayla satıldığını görüyoruz, ‘milliyetçiyim, muhafazakârım’ diyen zihniyetle yapılıyor. Açıklama yapmıyor ama herkes bilmeli ki bu bir gerçek ve göreve geldiğimizde Türk Silahlı Kuvvetlerinde Suriye asıllı teğmen ve teğmen olmayan subay ve subay olmayacak.Maalesef Türkiye dönüşmüştür. Avrupa’da bir mülteci kampı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uyguladığı yanlış politika sonucu Afganistan ve Suriye’den gelenler Türkiye’ye gelmiyor Doğu sınır kapılarımız tamamen açık, batı sınır kapılarımız ise tamamen açık. Avrupa’nın huzuru ve konforu bozulmasın diye kapatılmıştır.Bu iktidar Türkiye’yi adeta Avrupa’da bir mülteci kampına çevirmiştir.Bu anlayışa da son verilmesi gerekmektedir.Mülteci sorunu sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın ortak sorunudur.Dolayısıyla Dünyanın bu konuda sorumluluk alması gerekiyor. Mültecilerin insan hakları çerçevesinde kendi ülkelerine dönmelerini sağlayacağız ve gerekirse bu insanların Avrupa’ya gitmelerinin önü açılmalı. Diyoruz ki biz onu da sağlayacak.”
“BU HASTALIKTIR, BAĞLANTISIZLIKTIR”
Ağbaba, 22 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı TRT canlı yayınında; “Kandil’de insanlarla çekimler var, yayınlamışlar. Ama montaj bu ama bu…” ifadesini kullanmasına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünya siyaseti bunu görmedi ama Türk siyaseti ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyor. Montajlı videolarla rakiplerini karalıyorlar. Açıkça söylüyorum bu ahlaksızlıktır, şerefsizliktir. Ahlaksızlıktır, şerefsizliktir, şerefsizliktir.” türkiyedeki rakibini yenmek için iftira ve montajla kampanya.onlar da şerefsizler.bunun saçmalık olduğunu biliyorlar ama etkileyip inanacak seyirciye bunlar sunuluyor.hırsızlıklar bitsin diye bunlar gündeme getiriliyor. konuşulmuyor Zehra Taşkesenlioğlu konuşulmuyor İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya 10 milyon rüşvet iddiası konuşulmuyor milletvekillerinin zenginleşmesi konuşulmasın diye Hadi kimin terörle ilişkisi varsa Allah belasını versin Kandil ve Öcalan’la kim görüşüyorsa, Allah lanet etsin, bir kez daha söylüyorum, Öcalan’la hala görüşüyorlar, Öcalan’la 2019’da nasıl mektup arkadaşı olarak görüştülerse, bugün Öcalan’la görüşüyorlar. Montajlı, iftiralı oy Kampanya devam ediyor. Gerçekten tüm değerlerin yok edildiği, tüm kutsalların çiğnendiği bir dönemle karşı karşıyayız.”
“GERÇEKTEN BÜYÜK BİR SORUMLULUK”
Ağbaba, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Malatya’daki depremzedelere yönelik konuşmasını da eleştirerek, “Depremde 50 binden fazla insanımızı kaybettik ama buna rağmen bütün kardeşlerim, 50 binden fazla insan seçim öncesi bizlerle buluştu. Pazar günü yapılacak” diyen Ağbaba, şunları kaydetti:
“Malatya’da depremin 110. gününde hala büyük bir belirsizlik var. Ne olacağı belli değil. Hala yas tutuyoruz ama zurnalı zurnalı miting yapıyorlar. 50 bin vatandaşımız öldü” diyor. 50 bin kişi var. Allah bir fikir versin; bu bizim acımızla ve yıkımımızla dalga geçiyor. İnsanoğlu çadırlarda yanarken, yağmurda ıslanırken, hala konteyneri bulamayan binlerce vatandaş varken, dükkânları yıkılan esnaf hala açamıyorken bunu söylemek gerçekten sorumsuzluk olur. ekmek kapısı.
“KİM AYDINLATMIŞ merak ediyorum, CEVABINI VERMELİYİM”
Malatya halkını davet ediyorum; Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ı artık eleştirmeyin, tek kelime etmeyin. Yaptığı iki açıklamayla artık Türkiye’nin gündeminde olan bir siyasetçi. Önce o depremin yakıcı günlerinde, ‘Malatya’da bir sıkıntı yok, her şey yolunda gidiyor. Ölülerimizi güzelce gömüyoruz’ dedi. Başka bir açıklamada, ‘Öfkeden deprem ve bu kadar yıkım oldu’ denildi. Allah akıl versin. Kim azmış dercesine cevap vermek lazım; Bir öfke arıyorlarsa ve bu yıkımlar öfkeden kaynaklanıyorsa, 2020 depreminde ağır hasarlı binalarda hafif hasar olduğunu bildirenler çileden çıktı. Yoksullara ve yoksullara güvenerek Yeşilyurt Belediyesi’nin Topsöğüt’te yaptırdığı yapılardan ev aldı. Teslimden 6 ay sonra binalarda ağır hasar oluştu, Mehmet Çınar telaş içinde kaldı. Diğeri bakıyorsa şehre baksın; Ağır hasardan hafif hasara dönüşen ve insanların hayatını kaybettiği binalara bir göz atalım. Şunu da söylemek istiyorum: Göreve geldiğimiz gün, 2020 sarsıntısında ağır hasar gören ancak hafif hasara dönüşen binaların sorumlularından hesap soracağız. Onları işleyeceğiz. Hakimbey ve Kasapoğlu apartmanlarında yaşamını yitirenlerle, Sivas Caddesi’ndeki ağır hasarlı ancak hafif hasara dönüşen binalarda yaşamını yitirenlerin hesabını biz vereceğiz. O depremde enkaz altında inleyerek can verenlerin belediye başkanıysa hesabını belediye başkanından soracağız, çevre şehircilik ise bakanlık hesap soracak. Ölülerin kanı yerde kalmayacak.
“MALATYA’DA FIRÇAYI 110 GÜNDE ÇIKARMAYANLAR EVLERİNİZİ VE İŞYERLERİNİZİ TESLİM EDEMEZLER”
Esnafın ne olacağı ise henüz belli değil. Hiç olmayacak yerlere konteynırlar kurarak bu süreci geçirmeye çalışıyorlar. Malatya büyük bir belirsizlikle karşı karşıya; Bu süreç kimsenin fikri ve görüşü olmadan devam eder. Bu süreç kapalı kapılar ardında da devam eder. En iyi bildikleri ise; kira Kar elde etmeye çalışıyorlar. Malatya’nın yeni yerleşim birimleri Fahri Kayahan’dan Bostanbaşı’na kadar ağır hasarlı binalar hafif hasarlı hale getiriliyor. Kimse bu hasar tespitlerine güvenmiyor. Göreve geldiğimizde ciddi bir şekilde hasar tespiti yapacağız. Binaya ağırsa orta, hafifse hafif raporu verilecek ve ona göre bir yol izleyeceğiz. Ağır hasarlı ve yıkılmış bina ve işyerlerini tek kuruş ücret almadan yapacağız. Bir kara propaganda ve iftira ile karşı karşıyayız; ‘CHP gelirse evi nasıl teslim edecekler’ diyorlar. Dış kaynaklarını bulduk. Parasını bulduk ve her şey hazır. Sevgili Malezyalılar; 110 gün temiz içme suyu bulamayan evini teslim edemez. Akpınarı’ndan Niyazi Mısri’ye enkazı 110 gündür kaldıramayanlar iş yerlerinizi teslim edemiyor. 110 günden beri hasar tespiti yapamayan size ev yapamaz. Kazanırlarsa bilin ki Malatya’ya 10 yıl dayanamayacaklar. Enkazını kaldıramadı, hasar tespitinde bulunmadı ve Malatya’da ‘Deprem evi yapacağım’ diyor. 2015 Hekimhan depreminde evler teslim edilmedi, Ocak 2020 depreminde evler teslim edilemedi. Bize ‘deprem konutunu teslim edemiyorlar’ diyorlar. Getirilemeyecekse Malatya halkı gelip bize sahip çıksın. Konutları ve işyerlerini çok kısa sürede teslim edeceğiz söz sözdür.
” KAYISI ÜRETİCİSİNİN ZARARI KARŞILAŞTIRILMALIDIR”
Başkan kayısıyı ilk kez ağzına aldı. İlk defa kayısı hakkında bir şeyler söyledi. Malatya’daki üreticinin zararı mutlaka tazmin edilmelidir. Deprem mağduru olup evini ve işyerini kaybeden kayısı üreticisinin zararı mutlaka devlet tarafından karşılanmalı ve Toprak Mahsulleri Ofisi bir an önce kayısı alımına başlamalıdır. Göreve geldiğimizde kayısı üreticisinin tüm zararlarını karşılayacağız.
“AFİŞLERİMİZ BİR EKİP TARAFINDAN KESİLDİ”
Ağbaba, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malatya ziyareti sırasında Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun afişlerinin kesilip yırtıldığını belirterek, şunları kaydetti:
“Örgütlü bir şer ve kampanya ile karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı gelince kendi paramızla yaptırdığımız pankartlarının tamamı kesilip yırtıldı. Yeşilyurt ve Battalgazi belediyelerinin paraları.Biz o afişleri kendi helal paramızla ve arkadaşlarımızın desteğiyle yapıp asıyoruz.Ey vicdansızlar afişe tahammül edemezsiniz, böyle demokrasi olur mu?” Arabaya bindiler. ve posterlerimizi tek tek kestik. Tedbir amacıyla o afişleri bir daha yaptırmayacağız. Bunu yapanlar utansın.”
“OSMAN ÖCALAN’I TELEVİZYONA ÇIKARANDAN ALLAH RAZI OLSUN”
24 Mayıs 1993’te Bingöl-Elazığ karayolunda PKK’lı teröristlerin gazi birliklerine giderken düzenlediği saldırıda şehit olan 33 askeri anan Ağbaba, “TRT’nin mikrofon verdiği İstanbul seçimini kazanmak için. MİT ve polisin kırmızı bültenle bu katliam emrini aradığı Irak’ta bir köy… TRT’de ‘CHP’ye oy vermeyin’ diye yayın yapan Osman Öcalan, ‘CHP’ye oy vermeyin’ dedi. .”
“MİLLİ VE YAKINLARININ MALLARINI ARAŞTIRIN”
Geçmişte Malatya’da görev yapan ve yeni dönemde görev yapacak milletvekillerinin mal varlıklarının ortaya çıkarılması tavsiyesinde bulunan Ağbaba, “Bunu büyük bir imtihan olarak değerlendiriyorum; geçmiş ve şimdiki milletvekillerinin mal varlıkları da araştırılmalı. Sadece kendi mal varlıkları değil. ama ailelerinin mal varlığı da araştırılsın siyasetten kim zengin çıksın ben buna hazırım malatyalılar pahasına milletvekilliği maaşıyla kimler güçlendi bakalım parası olmayanlar nasıl görelim siyaset dışında başka iş veya geçim kaynağı kiradan zengin oldu.Bütün milletvekillerine, Öznur Çalık’a, Bülent Tüfenkci’ye, İhsan Koca’ya, tüm siyasetçilere söylüyorum.’Hodri meydan diyorum. Varlıklarımız aransın. Siyasetten devlet bankalarının işini yaparak siyasi konumunu paraya çeviren kim, hodri meydan diyorum” dedi.